Açılış konuşmasını gerçekleştiren Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Şimşek, sürdürülebilir kalkınma ve ekonomik büyüme hedefiyle dijitalleşme ve iklim değişikliği konularına verilen önemin giderek arttığını belirtti. 2015 yılında imzalanan Paris İklim Anlaşması’nı takiben 2019 yılında Avrupa’nın karbon nötr ilk kıta olma hedefini açıkladığını vurgulayan ve 2026 yılında uygulanmaya başlanacak olan Sınırda Karbon Uygulamasına değinen Şimşek, Türkiye’nin Gümrük Birliğine de dahil olması sebebiyle yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiğini ifade etti. Şimşek, “İklim değişikliği yaşadığımız ekosistemi, hava olaylarını, biyoçeşitliliği ve özellikle ekonomiyi etkiledi. Covid-19 pandemisi yeni bir düzen kurulmasında yeni bir güç olurken iklim krizi toplumları tehdit eden büyük bir risk haline geldi. AB’nin Avrupa kıtasını karbon nötr haline getirme hedefi varken biz de çeşitli projelerimizle yeşil mutabakatı destekliyoruz. Yeşil dönüşüme geçişi hızlandırmak amacıyla Yeşil Mutabakat Eylem Planı hazırlandı. Bu kapsamda, yeşil dönüşümü kendi bünyelerinde uygulamak isteyen ve büyüyen firmalarımız için finansman ve teknik destek hususunda destek sağlıyoruz.” dedi. Türkiye’nin yaklaşık 20 milyar TL’nin üzerinde bir bütçeyle çalışmalarını sürdürdüğünü, üretim ve tüketimde verimlilik yaklaşımını benimseyerek özellikle Kalkınma Ajansları ile çalışmalar yürüttüklerini belirten Şimşek, sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkürlerini ifade ederek konuşmasını sonlandırdı.
Sözü devralan Samsun Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selahattin Kaynak, bir kıtlık bilimi olarak iktisadın sınırlı kaynaklarla sınırsız ihtiyaçları karşılama probleminin çözümünün mümkün olmadığını belirtirken günümüzün küresel dünyasında kaynak verimliliğinin esas alınması gerektiğini vurguladı. Özellikle pandemi ile birlikte dijital ve yeşil dönüşüm olgularının hayati önem kazandığını belirten Kaynak, Avrupa Birliği’nin 2050 yılına kadar yeni bir yol haritası belirlediğini ifade etti. Türkiye’nin dış ticaret faaliyetlerinin yaklaşık yarısının AB ile gerçekleştirildiğini vurgulayan Kaynak, “Yeşil ve dijital dönüşüm yeni gündemimiz haline gelmelidir. Ülke olarak gelişmeleri takip eder ve riskleri başarıyla yönetirsek bu süreci fırsata dönüştürebilirz.” ifadelerinin ardından sözü panelistlere devretti.
İlk olarak söz verilen UNDP Portföy Yöneticisi Mustafa Ali Yurdupak, 2015 yılında imzalanan Paris İklim Anlaşması ve 2021 Ekim ayında gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı hakkında bilgi verdi. Bu doğrultuda, küresel ısınmayı iki derecenin altında tutmanın mümkün olduğunu ifade eden Yurdupak, Türkiye’nin 2021 sonu itibariyle Paris İklim Anlaşmasının tarafı olduğunu vurguladı. AB ülkelerinin rekabetçi ekonomi politikalarını dijital ve yeşil dönüşüm üzerine kurguladıklarını ileten Yurdupak, “AB Yeşil Mutabakatı, AB Komisyon Başkanı tarafından Avrupa’nın aya gidişi olarak tanımlandı. Bu, tarihin ulusüstü kararlarından birisidir. OECD tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre ise Paris İklim Anlaşmasın’da alınan kararları uygulamak için yaklaşık 6,3 Trilyon Euro yatırım gerekiyor. Ayrıca, 2030 yılında kadar sera gazı emisyonlarını %55 oranında azaltma ve 2050 yılına kadar karbon nötr kıta olma hedefleri temelde üret-tüket-fazlayı çöpe at şeklindeki doğrusal tüketim alışkanlıklarımızdan vazgeçmemizi gerektiriyor.” ifadelerinde bulundu. Konuşmasında son olarak 2026 yılında uygulamaya başlanacak olan Sınırda Karbon Uygulaması hususunda bilgi veren Yurdupak, AB ile yoğun ticari ilişkiler içinde olan Türkiye’de yeşil dönüşüm başlığı altında farkındalığın yüksek olduğunu belirtti. Yeşil mutabakatın çok oyunculu ve evrimini tamamlamamış bir süreç olduğunu da ifade eden Yurdupak, orta ve uzun vadede enerji ve kaynak verimliliği üzerine çalışmalar ile birlikte Türkiye’nin bu süreci fırsata dönüştürebileceğini ifade ettir.
Ardından söz alan TÜRKONFED Yönetim Kurulu Üyesi ve ESCON Enerji A.Ş Genel Müdürü Onur Ünlü küresel ve ulusal ölçekte çeşitli istatistik veriler ışığında iklim değişikliğinin kısa ve uzun dönem etkileri hakkında önemli bilgiler verdi. Özellikle pandemi ile artan arz-talep dengesizliği sonucu emtia piyasalarında yaşanan sorunların taşımacılık ve enerji sektörleri başta olmak üzere ekonominin birçok alanını sarstığını ifade eden Ünlü, iklim değişikliği ile mücadelede ilk adımın enerji verimliliği olduğu vurguladı. Bireyler ve firmalar açısından enerji verimliliğini artıcı yaklaşımlar, projeler ve desteklere değinen Ünlü, “İlk aşamada, bireysel olarak tasarrufta bulunmamız gerekiyor. Davranışsal alışkanlıklarımızı ve iş yapış şekillerimizi değiştirmeliyiz. İkinci aşamada enerji verimliliğini artırıcı çalışmalar gerçekleştirmeliyiz. Günümüzde enerji verimliliği en yeni yenilenebilir enerji türü olarak kabul ediliyor. Verimlilik ise doğası gereği içinde yatırımı gerektirir. Son olarak ise kullandığımız yakıt türlerini değiştirerek yenilenebilir enerji kullanımını artırmalıyız.” ifadelerinde bulundu. Ünlü, verimlilik artırıcı ve sürdürülebilir projeler ve bu projeler için finansal çözümler hakkında bilgiler vererek konuşmasını tamamladı.
Son olarak konuşan SAMPA İSG, Çevre ve Sürdürebilirlik Direktörü Aydın Turgut Dokutan, sözlerine SAMPA hakkında bilgiler vererek başladı. Üretimlerinin büyük kısmını ihraç ettiklerini ifade eden Dokutan, Sınırda Karbon Uygulamasının işleyişi hakkında önemli bilgiler verdi. Sürdürülebilirlik vizyonlarını belirlediklerini ve bu doğrultuda yeşil dönüşüme uygun bir tesisten beşeri sermayeye yönelik birçok alanda yatırım planlarının olduğunu vurgulayan Dokutan, çevre ve istihdam hedeflerinin birbirine uyumlu hale gelmesi gerektiğine değindi. SAMPA’nın yeşil dönüşümü destekleyen 2031 yol haritası kapsamında yeşil bir kampüs yaratmak için çalışmalara başladıklarına değinen ve iklim değişikliği ile mücadele çabalarının önümüzdeki 10 yıl içinde yeni yeşil meslekler ortaya çıkaracağını vurgulayan Dokutan, “Tüketerek dünyamıza zarar verdik. Küresel ısınmanın fiziksel ve sosyoekonomik etkilerini azaltmalı, refah için az tüketmeliyiz. 2021 yılında tarafı olduğumuz Paris İklim Anlaşmasını uygulayabilmek için firma ve ülke olarak elimizden geleni yapıyoruz. Yeşil dönüşüm hakkında ülkemizdeki mevzuatları ve akreditasyon kuruluşlarını yakından takip ediyoruz.” ifadelerinde bulundu.
Sempozyum soru cevap kısmının ardından son buldu